T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Bir ustadan savaş yorumu

İsrail'de yaşayan Mladen Andrijasevic, "Bütün zamanların en iyi casusluk romanları yazarı saçmalıyor; George Smiley mezarında dört dönüyordur, muhtemelen Karla da..." tepkisini vermiş... ABD/Michigan'dan Don Frost'un tepkisi daha 'duygusal': "Sayemizde krallar gibi yaşayan biri Amerika'yı bu denli nasıl küçültebilir? Bize paramızı iade etmeli..."

George Smiley ve Karla Soğuk Savaş yıllarında süpergüçlerin perde gerisindeki çekişmelerinin anlatıldığı bir dizi romanın kahramanlarıdır... İngiliz romancı John Le Carré'nin hayalinin ürünüdürler, ama gerçek hayatta izdüşümleri bulunduğuna inanılır... John Le Carré, birkaç gündür, bazı hayranlarının saldırılarına muhatap. Sebebi de, Amerika'nın hazırlığını sürdürdüğü savaş konusunda, İngiliz 'The Times' gazetesinde yayımlattığı "Amerika çıldırdı" başlıklı yazısı (Opinion: The United States of America has gone mad)...

Henry MacLean adlı okur, Times'a, "Eğer anti-kapitalist, anti-Amerikan, solcu bir polemik okumak isteseydim, (solcu) Guardian gazetesi alırdım; ileride Bay Le Carré'nin yeni bir yazısına yer vermek isterseniz, lütfen bir öyküsünü yayımlayın" tavsiyesinde bulunuyor...

Görüşleri, 18 Ocak 2003 tarihli The Times gazetesinin 'okur mektupları' köşesinden (Letters: Le Carré's criticism of America's proposed action in Iraq) seçtim. Muhafazakar Times okurları, gazetelerinde karşılarına çıkan, "Amerika çıldırdı" başlıklı yazıya hep olumsuz tepki vermişler... Ancak, eminim, öfkeleri dinince, olağanüstü kışkırtıcı yazıda okudukları 'gerçekler' üzerinde düşüneceklerdir...

Türkçe tercümesi önceki gün Radikal'de yayımlandığı için bütününü okumanızı tavsiye edeceğim yazısında, Le Carré, gözü dönmüş savaş-yanlıları nezdinde kendisini kötü duruma düşüreceğini, kitap satışlarının bundan olumsuz etkileneceğini bile bile, gerçekleri haykırmakta. Cesurca bir çıkış bu. Favori yazarlarımdan olan Le Carré'i severdim, bu çıkışından sonra saygım da büyüdü...

Yazısına, şöyle giriyor yazar: "Amerika, tarihî delilik dönemlerinden birine girdi, ama bu benim hatırladıklarımın en kötüsü; McCarthizm'den de, Domuzlar Körfezi'nden de kötü ve uzun vâdede Vietnam Savaşı'ndan daha yıkıcı olma potansiyeline sahip bir çılgınlık bu."

Bir yazarın ustalığı sayfalarca anlatılabilecek konuları birkaç satıra sığdırabilmesinden belli olur. Le Carré'nin ustalığının tanığı yazısından alıntıladığım şu satırlar: "Yaklaşmakta olan savaş Bin Ladin'in saldırısından yıllar önce planlandı, ama savaşı mümkün kılan Bin Ladin oldu. Bin Ladin olmasa Bush cuntası, hâlâ, her şeyden önce nasıl seçilebildiği gibi karmaşık birtakım konuları açıklamaya çalışıyor olacaktı, Enron, utanmazca zaten çok zengin olanların yanında yer alması, dünyanın fakirlerine hiç saygı duymaması, ekolojiye verdiği zarar ve bir yığın tek taraflı olarak kotarılmış uluslararası anlaşma... Bunları açıklamakla uğraşacaktı. Bir de BM kararlarını sürekli çiğneyen İsrail'i neden desteklediğini... Fakat Bin Ladin bunların hepsinin halının altına itilmesine sebep oldu."

Bugün ABD'de ve dünyanın her tarafında yaşayan insanlar bir dezenformasyon saldırısına muhataplar. Le Carré bu durumu şöyle özetliyor: "Bush ve cuntasının Amerika'nın öfkesini Bin Ladin'den Saddam Hüseyin'e kaydırmakta nasıl başarılı olduğu ise tarihî bir halkla ilişkiler hokkabazlığı. Ama başarılı oldular. Yeni bir anket bize her iki Amerikalı'dan birinin Dünya Ticaret Merkezi saldırısından Irak'ın sorumlu olduğuna inandığını gösteriyor. Ama Amerikan halkı sadece yanıltılmıyor. Aynı zamanda sürekli bir cehalet ve korku içinde olması sağlanıyor. Dikkatlice kurgulanmış nevroz, Bush ve ortağı komplocuları başarıyla gelecek seçime taşıyacak."

Peki, savaşa neden gidiliyor? "Bush'un bize anlatmadığı neden savaşa gittiğimizin gerçek sebebi. Mesele 'şer mihveri' değil, petrol, para ve insan hayatları. Saddam'ın şanssızlığı dünyanın en büyük ikinci petrol havzasının ortasında oturması. Bush onu istiyor ve kendisine kim yardım ederse bu pastadan bir dilim alacak. Yardım etmeyen, alamayacak. Eğer Saddam'ın petrolü olmasaydı vatandaşlarına canının istediği gibi işkence edebilirdi. Başka liderler bunu her gün yapıyor."

Ya Saddam'ın elinde varolduğu söylenen dünyayı kana boyayabilecek kitle imha silâhları? "Saddam'ın kitle imha silahları, eğer hâlâ elindeyse, Amerika ve İsrail'in beş dakika içinde ona fırlatabileceği şeylerin yanında çerez kalır. Şu anda, mesele, olası bir askerî ya da terörist tehdit değil, ABD'nin büyümesinin ekonomik gerekleri. Mesele Amerika'nın askerî gücünü hepimize gösterme ihtiyacı."

Le Carré diyalog yazmada usta bir romancı. Yazısının bir yerinde şu diyaloga yer veriyor: "Ama kazanacak mıyız baba?' / 'Elbette çocuğum. Sen yataktan çıkmadan her şey bitmiş olacak.' / 'Neden?' / 'Çünkü aksi halde Başkan Bush'un seçmenleri sabırsızlanır ve oylarını ondan esirgemeye karar verebilirler.' / 'Ama insanlar ölecek mi babacığım?' / 'Senin tanıdığın kimse değil yavrum, yabancı insanlar.' / 'Televizyondan izleyebilir miyim?' / 'Sadece Bay Bush izin verirse.' / 'Peki ya sonra, her şey normale dönecek mi? Kimse daha fazla kötü şeyler yapmayacak mı' / 'Hişşş, hadi artık uyu yavrum.'

Bazı okurların uykularının kaçması doğal.


21 Ocak 2003
Salı
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED