Piyasalarda kıpırdanmaya başlayan "Kriz dibe vurdu ve dönüşe geçti" düşüncesi, "kurtarıcı" Kemal Derviş'in çabalarıyla IMF'den "10 milyar dolar ek kaynak" almaya hak kazanmamızla birlikte daha da önem kazanıyor.

Herkes kendisini "yeni duruma göre pozisyon almaya" hazırlıyor. Kusura bakmayın ben bu "bahar havasının" geçici olduğu kanısındayım. Krizin gerçekten dibe vurması ve ekonominin yeniden yükselişe geçebilmesi için, "ekonominin büyümesi" gerekiyor. Oysa IMF'den gelecek 10 milyar dolarlık ek kaynağın geliş şartları var. Onlar da öyle "yenilir yutulur" cinsten şartlar değil.

Değil ekonominin üretir hale gelip büyümesi, tamamen küçülmesini hedefleyen şartlar. Devlette "yapısal reformlar" gerçekleştirilecek, bazı bakanlıklar kaldırılıp, bazıları birleştirilerek "devlet küçültülecek", devlet kadrolarında "şişkinlik" yapan işçiler, memurlar, bazen "gönüllü" olarak, bazen "cebren" işten ayrılmaları sağlanacak. Cek.. Cak... devam ediyor.

Bu durumda "krizin bittiği bayramını yapmak" ne denli gerçekçi olur. Benim için kriz "en ağır şekliyle" halen devam ediyor. Türkiye'de politik istikrarsızlık, ekonomik istikrarsızlık varken, halkın ne hükümete ne de bürokrata ve siyasi partilere karşı güven duygusu kalmamışsa, krizin bitişi "edebiyatı" biraz yakışıksız kalır.

Bahar havasının üzerindeki "kara bulutlar" da gözükmeye başladı. "IMF'den 10 milyar dolar ek kaynak gelecek" diye bayram yapıldığını gören Kemal Derviş'in, bizzat kendisi, "durun yahu bu para hibe değil borç hem de bunun 5 küsur milyar dolarını IMF'ye geri ödeyeceğiz" demek zorunda kaldı.

Ne de olsa Avrupalarda okumuş, Amerikalarda görev yapmış bir devlet adamı. Baktı ki el alem durup dururken bayram yapıyor "gerçekleri" söylemek zorunda kaldı. Yoksa "moral pompalayarak" elde ettiği "piyasa düzeni" bu "sahte bayramlar" sonrası bir daha "iflah olmaz" şekilde bozulacak diye korktu zahir.

Şair Orhan Veli'nin "Beni bu güzel havalar mahvetti" dediği gibi, bizi de "bu yalancı bahar havaları" mahvedecek.

Şimdi ben, bu "yalancı bahar havalarından" sonra sizi etkisi altına alacak olan stresten korunmanız için bazı önerilerde bulunacağım. Bunlar benim buluşum değil . Bilim adamları dediğimiz bazı adamların önerdikleri öneriler. Belki bir yararı olur diye size de aktarıyorum.

Stresi yenebilmek için günlük hayatta uygulanacak 10 pratik öneri şöyle:

1 - Doğru nefes almayı öğrenmelisiniz. Doğru nefes, ağır, derin ve sessiz olmalıdır. Nefes verirken gerginliğinizin kaybolup, vücudunuzun gevşediğini ve rahatladığını hissedin. Nefesi burundan alıp, ağızdan verin.

2 - Günde 10- 15 dakikalık düzenli fiziksel egzersiz yapın.

3 - Yeterli ve dengeli beslenin. İdeal kilonuzu koruyun, aşırı yağ, şeker ve tuzdan kaçının. Yiyeceklerinizi küçük lokmalar halinde yavaş ve iyice çiğneyerek yiyin. Bol bol su için.

4 - Akşam aynı saatlerde uyuyup, sabah da aynı saatlerde uyanmayı bir alışkanlık haline getirin.

5 - Yatağa uyumak için yatın, sıkıntı, üzüntü, başarısızlık veya hataları yatakta düşünüp çözüm aramayın.

6 - Gün içinde yaşadığınız en güzel anlardan 5 tanesini hatırlayarak uykuya bu şekilde dalmaya çalışın.

7 - Kendinizle olumlu diyaloglar kurun. Barışçı ve iyi niyetli olun.

8 - Problemi saptayıp küçük parçalara ayırın. Çözüm için seçenekleri belirleyin ve bir tanesini seçip uygulayın. Olumsuz bir sonuç çıkarsa, başka seçenekleri deneyin. Umutsuzluğa kapılmayın mutlaka bir çözümü vardır.

9 - Stres yaratan durum veya durumları içinize atmayın, bu sıkıntıları yakınlarınızla, arkadaşlarınızla paylaşın.

10 - Öfkeliyken ani kararlar vermeyin. Karar alırken soğukkanlı olun.

Stresten kurtulmanın önerileri bunlar. Bu kriz "boğazımızı sıkarken" bu önerileri uygulamak ne kadar mümkün olur bilemiyorum. Ama ben yine de yazdım.

CAN AKSIN

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu