T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i
Bilgisayar'da fiyatları indirdik

Y A Z A R L A R
Savaş adım adım Irak'a yaklaşırken...

Bütün göstergeler, savaşın Afganistan'dan sonra, hatta oradaki savaşın bitimini bile beklemeden Irak'a sıçratılacağını gösteriyor.

ABD'nin, Afganistan'da olduğu gibi, düzmece dahi olsa herhangi bir gerekçe arayacağını kimse düşünmüyor.

Gerekli düzenlemeler, politik ayarlamalar ve lojistik hazırlıklar yapıldıktan sonra bir biçimde Saddam'ın üzerine yüklenileceği gün gibi aşikar...

Üstelik de Türkiye'nin, "Aman Irak'ta bir savaşa yönelmeyin" şeklindeki ricalarına, uyarılarına rağmen...

"ABD'nin Saddam'la görülmesi gereken bir hesabı var" demek, bu meseleyi çok hafife almak olur.

ABD'nin öyle bir hesabı olsaydı, hemen Körfez savaşından sonra, kolu kanadı kırılmış ve sığınağına büzülmüş Saddam'a yüklenir işini bitirirdi.

Saddam'ın 11 Eylül saldırısıyla da herhangi bir ilişkisinin olmadığı muhakkak.

Şimdi Irak ve Saddam, daha genel bir savaş ve dünyayı yeniden dizayn etme, hatta paylaşma planının önemli bir halkası olarak hedef durumunda.

Dünya ekonomisini ellerinde tutan güçler, Ortadoğu'daki egemenliklerini kuvvet kullanarak pekiştirmek ve yeni bir esasa bağlamak istiyorlar.

Türkiye ise Irak'a yönelik bir savaşa karşı.

Afganistan'da savaştan yana...

Hatta oraya önemli miktarda asker göndererek savaşta rol almaya karar verdiği halde, sınırlarının hemen ötesindeki bir savaşı istemiyor.

Türkiye, savaş sonrasında Afganistan'da etnik farklılıkları dikkate alan, gevşek yapılı bir yönetim kurulmasının daha doğru olacağını savunuyor.

Irak'ta ise, etnik farklılıkları dahi dikkate almayan güçlü bir merkezi yapıdan yana...

Böyle düşünmesinin nedeni, Kuzey Irak'ta bir Kürt bölgesinin olması...

Mesele, bu bölgede, Körfez savaşından bu yana giderek güçlenen, hukuken Bağdat'a bağlı ama fiilen muhtar bir Kürt yönetimin olması...

Türkiye, bu yönetimin günün birinde uluslararası olupbittilerle bağımsız Kürt devletine dönüşmesinden fena halde korkuyor.

Kendi sınırları içinde yaşayan, çok daha büyük nüfusa sahip Kürt kökenli vatandaşlarından korkuyor. Onların da günün birinde benzer şeyler isteyebileceğinden kuşkulandığı için, yanıbaşında onlara örnek olabilecek bir Kürt devletini düşünmek bile istemiyor.

Bu nedenle Irak'ın toprak bütünlüğünü savunuyor. Hem de Bağdat yönetiminin savunduğundan daha da katı bir biçimde.

Son zamanlara kadar, bu birliği Saddam sağlayacaksa Saddam'ın desteklenmesinden yanaydı. Yeter ki Irak'ın toprak bütünlüğü bozulmasın...

Ecevit'in Saddam'ın en yakın destekçisi hatta dostu olduğunu biliyoruz.

Dünyanın lanetlediği ve yalıtladığı bir yenik liderken, Ecevit'in Bağdat'a gidip ona destek ve moral verdiğini de...

Son zamanlarda Irak'la ticari faaliyetlerin artırılması ve Bağdat'a büyükelçi atanması girişimleri de onun iktidarı döneminde olmuştu.

Çünkü biliyoruz ki, 5 milyon kadar Kürt'ün anavatanı olan Kuzey Irak'ta, Körfez savaşından önce de çeşitli adlar altında özerk bir rejim uygulanıyordu.

Kuzey Irak coğrafi olarak da siyasi olarak da Bağdat'a gevşek bir bağla bağlı. Irak politikasının esası bu ilkeye dayanıyor...

ABD, Kürtleri, Saddam'ın tasallutundan kurtaran güvenli bir bölge oluşturup onları desteklemese, Ankara Kuzey Irak'taki Kürt yönetimine de karşı çıkacak, ama buna cesaret edemiyor.

Buna karşılık savaşın adım adım bölgeye yaklaştığını açık seçik görebiliyor.

Böyle bir savaşın bölgedeki bütün dengeleri değiştireceğini, hatta sınırları bile altüst edebileceğini algılıyor.

Ama buna rağmen bir politika geliştirmiyor.

Tek politikası her konuda olduğu gibi reaksiyon göstermek. Mevcut statükoların korunması için beyhude çabalar harcamak...

Böylece, kendi iç yapısını, milli beraberliğini ve bütünlüğünü de korumuş olacak bu hesaba göre...

Türkiye, Irak'ı bölecek ya da bölgede dengeleri değiştirecek bir savaşı engelleyebilir mi?

Ben şahsen Afganistan'da savaşa karşıydım Irak'ta da karşıyım...

Sizler ise gazetelerin bugünkü manşetlerine, başlıklarına bakarsanız bu sorunun cevabını verebilirsiniz.

Başlıklar, Türkiye'nin IMF'den (ABD'nin yaktığı yeşil ışıkla) ek bir 10 milyar dolar kredi daha alacağını yazıyor.

Mesela bu kadar basit değil tabii...

O nedenle Irak ve Kuzey Irak meselesini daha çok konuşmamız lazım...


22 Kasım 2001
Perşembe
 
KORAY DÜZGÖREN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED