T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i
Bilgisayar'da fiyatları indirdik

Y A Z A R L A R
Meclis ve muhalefet

Avrupa Birliği, ceza yasasındaki bazı hükümlerin hafifletilmesini beklerken, meğer Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'a bağlı olarak çalışan Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, aksine bir çaba içindeymiş. Radikal'in haberine göre, Terörle Mücadele Yasası'nın bölücülük propagandasını yasaklayan 8'inci maddesine, "devletin laik düzenini tehlikeye düşürmek amacıyla propaganda yapmayı" cezalandıran bir fıkra ilâve edilmesi yolunda taslak hazırlanmış. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk bu taslağa karşı çıkmış.

Ülkeye daha çok özgürlük getireceklerine, manivelayı daha da sıkma gayretinde olanların Avrupa Birliği Genel Sekreterliği'nde çalışması doğru mu? Kaldırılan 163'üncü maddenin bir benzerini yasalarımıza sokuşturmaya çalışan bu insanlar kim?

Mini demokrasi paketi

Esasında geçen yasama döneminde, Hikmet Sami Türk'ün hazırladığı, bu dönem de, Bursa milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır'ın tekrar Meclis gündemine getirdiği bir mini demokrasi paketi mevcut. Bu pakette Türk Ceza Kanunu'nun 159'uncu maddesi (Hükûmetin veyahut Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin manevi şahsiyetini tahkir, tezyif), 312'nci maddesi ile Terörle Mücadele Yasası'nın 8'inci maddesine ilişkin değişiklik teklifleri bulunuyor.

Acaba neden AK Parti, bu paketi, Danışma Kurulu'na götürmüyor? Mini demokrasi paketi, Danışma Kurulu'na götürüldüğü takdirde mekanizma şöyle işliyor:

a) AK Parti'nin Grup Başkanvekili, paketin Genel Kurul'da öncelikli olarak görüşülmesini talep edecek.

b) Büyük ihtimalle, bu pakete öncelik verilmesi, Danışma Kurulu'nda kabul edilmeyecek.

c) Öneri, Danışma Kurulu'nda red edilince, AK Parti, teklifi, grup önerisi olarak Meclis Genel Kurulu'na getirebiliyor. Öneri Meclis'te tartışılıyor. Gruplar söz alıyor, sonra oylama yapılıyor.

312'nci madde ve diğerlerinin görüşülmesi red edilirse, hükûmetin bu işte samimiyetsiz olduğu anlaşılır.

Ayrıca her hafta, AK Parti'nin veyahut bir başka partinin aynı öneriyi Danışma Kurulu'na getirmesi, reddi durumunda Meclis'te tartışma açılması mümkün.

Bu suretle demokratikleşme paketi, sürekli ülke gündeminde kalacaktır.

Mavi Akım

Acaba, muhalefet, Meclis'in sunduğu imkânları yeterince kullanıyor mu? Sözgelimi Mavi Akım. Bir ara, peşpeşe soru ve soruşturma önergeleri verildi enerji konusunda. Cumhur Ersümer bakanlıktan çekilince, iş uykuya terk edildi.

Oysa, hani Ekim 2001'de Karadeniz altından geçiş tamamlanacak ve gaz ülkemize gelecekti? Önce, Nisan 2000'de bitecek dediler, sonra Ekim 2001'e ertelediler. Acaba denizaltına bugüne kadar kaç kilometre boru döşenebildi?

Doğalgaz bağlantılarının ihtiyaçtan fazla olduğu, hem DPT, hem de Dünya Bankası tarafından defalarca belirtilmişti. DPT 2010 yılında ancak 30 milyar metreküp doğalgaza ihtiyaç duyulacağını söylerken, Enerji Bakanı Cumhur Ersümer, bu rakamın 2010 yılında 55 milyar metreküp olacağı hususunda ısrar etti.

Acaba 2002 yılı, doğalgaz tüketimi ve arzı ne kadar? Karadeniz altından boru döşenir de Mavi Akım projesi kapsamındaki doğalgazı da alırsak, (+16 milyar metreküp) bu miktarı tüketecek bir talep mevcut mu ülkemizde? Tüketilmeyen fazla gaz ne yapılacak? Karadeniz altından geçen borunun döşenmesi neden gecikti? Gecikme kimden kaynaklandı?

Cumhur Ersümer'i Enerji Bakanlığı'ndan almak yetmiyor. Hakkında soruşturma açılabilmeli. Tabiî onun sorumluluğunu büyük ölçüde Mesut Yılmaz paylaşıyor. Mavi Akım'ın peşinden Moskova'ya kadar gidip, Gazprom yöneticileriyle konuşan o değil miydi? Üstelik Gazprom'daki yolsuzluklar bir bir ortaya çıktı.

Bence muhalefet (Saadet ve AK Parti) Yılmaz'ın peşini bırakmamalı. DYP'-nin, eğer ittifak kanunu geçerse, ANAP'ın muhtemel partneri olacağı görülüyor. Dolayısıyla, iktidarın yolsuzluklarını takip işi, daha ziyade bu iki partiye düşüyor.

Ara seçim

Muhalefetin aktif olacağı bir başka konu da, seçimin bir an önce ülke gündemine getirilmesidir. Bunu sağlamak için 16-18 milletvekilinin istifasıyla ara seçim mekanizması çalıştırılabilir. Anayasa'nın 78'inci maddesine göre, "TBMM üyeliklerinden boşalma olma halinde, ara seçime gidilir. Ara seçim, her seçim döneminde, bir defa yapılır. Ancak boşalan üyeliklerin sayısı, üye tam sayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, ara seçimin üç ay içinde yapılmasına karar verilir. Genel seçime bir yıl kala ara seçim yapılamaz."

Şu anda Meclis'te 9 sandalye boş. % 5 oranına ulaşmak için 18 milletvekilinin istifası gerekiyor. (Anayasa Mahkemesi kararıyla düşen Bekir Sobacı ve benim milletvekilliğimi de hesaba katarsak 16 istifa yeterli.) Bu durumda ya 3 ay içinde seçime gidilir. Ya da genel seçimin tarihi -1 yılı geçmemek şartıyla- ilân edilir.

Genel seçime bir yıl kala, ara seçim yapılamayacağı için, Meclis ara seçim ile genel seçim arasında bir tercihte bulunmak zorunda kalacaktır.

"Muhalefetin eli kolu bağlı. Geniş bir milletvekili tabanına yaslanan iktidar, Meclis'te istediği gibi at koşturuyor" sözleri gerçeği yansıtmakla birlikte, kararlı bir muhalefet, gene de, bu başarısız hükûmete kök söktürebilir.

Sine-i millet

Kamuoyu araştırmalarında, 1'inci konumda görünen AK Parti, herhalde, teşkilâtını tam olarak tamamlayamadığı için ağırdan alıyor. Tayyip Erdoğan sine-i millette dolaşıyor. Milletvekillerinin pek çoğu da onunla birlikte.

Anayasa Mahkemesi'nin yakında Erdoğan hakkındaki kararı açıklayacağını umut ediyoruz. Yoksa gene mi, siyasi bir kararı hukuki bir kılıfa uydurmaya çalışıyorlar. Ne olursa olsun, genel seçimden kazançlı çıkacaklarını düşünenler, bir an önce sonuç alıcı bir eyleme geçmek zorunda. Bu arada da, Mavi Akım gibi skandalların üzerinin örtülmemesi için, bütün denetim mekanizmalarını harekete geçirme zarureti var.


22 Kasım 2001
Perşembe
 
NAZLI ILICAK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED