T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Bombalar bizim başımıza düşüyor

Filistin'deki insanlık ayıbı gelişmelere pek çok kişinin kulakları kapalı. Bir ara Afganistan'la yakından ilgiliydik, oradaki askeri birlikler Türk komutan emrine verildiği için daha da ilgili olmamız gerekir; ama maalesef Afganistan da artık görüş alanımız dışında kalıyor. Oysa, dikkatleri bizi ilgilendiren coğrafyaya çevirmemiz şart.

Önceki gün, Afganistan'ın Uruzgan eyaletindeki bir köyü bombaladı Amerikan uçakları; 30 ölü, yüzlerce yaralı var. Üzerlerine Amerikan bombası yağan köylüler, o sırada, iki genci evlendirme amaçlı bir düğündeymişler... Bombalar düğün alayının üzerine yağmış... BBC, yerel kaynaklara dayanarak, olayda hayatını kaybedenlerin sayısını 120 olarak bildirdi.

Amerikalıların kana buladığı ilk Afgan düğünü değil önceki gün gerçekleşen. 7 Ekim 2001 tarihinden buyana, çok sayıda düğün, Amerikan uçaklarının kustuğu ölümle başlamadan bitti.

Bu yılın mayıs ayı başlarında, Afgan birlikleri safında yer alan Avustralya askerlerine, iddiaya göre el-Kaide ve Taliban militanları tarafından ateş açılması üzerine, İngiliz komandoları 'Akbaba' adıyla bir operasyon başlattılar ve Amerikan saldırı uçaklarını yardıma çağırdılar. Afgan haber ajansı, iddianın doğru olmadığını, Avustralyalı askerlerin silâhlı çatışmaya girdiği, Amerikan uçaklarının bombaladığı köylülerin bir düğün törenine katılanlar olduğunu açıkladı.

Geçen yıla veda edilirken (29 Aralık 2001), Afganistan'ın doğusundaki Kala-i Niyazi'de, 15 yaşındaki Burhan Can'ın yaşdaşı bir kızla evlendirildiği gece, herkesin uykuda olduğu bir saatte (3.30), Amerikan uçakları düğün evine saldırdılar. BM kaynaklarına göre operasyonun bilançosu: 62 ölü, yüzlerce yaralı...

Görüldüğü gibi, altı ay içerisinde, kayıtlara geçmiş en azından üç düğün katliâmı söz konusu. Her eylemden sonra yapılan resmi açıklamada, Amerikan askerlerinin aldıkları 'sağlam istihbarat' üzerine bölgeye gidip 'zararlı unsurlar' ile çatışmaya girdikleri ileri sürülüyor. Ancak, tarafsız gözlemciler ve bölgeden güvenilir kurumlar, çatışma, saldırı ve bombalamaların çoğunun mâsum hedeflere yöneldiğinde hemfikirler; bu üç eylemin üçü de, çatışmalarla ilgisiz, düğün törenlerine karşı gerçekleştirildi.

İlk akla gelen gerekçe 'beşeri hata' oluyor. ABD askerleri yabancı topraklardalar, araziyi ve insan unsurunu tanımıyorlar. Gördükleri her gruplaşmayı, topluca birarada bulunmayı 'zararlı unsur' varlığıyla açıklama yanlısı olmaları ve saldırıya geçmeleri bundan. 'İstihbarat' toplamada ve değerlendirmede de zorlanıyor Amerikalılar. Bu arada Afganistan'daki etnik husumetler de kendilerini yanıltıyor; derledikleri bilgiler, genellikle, etnik rakiplerini ortadan kaldırmayı Amerika'nın düşmanlarıyla savaşmaktan daha önemli gören yerel savaş ağalarından geliyor. Düğünlerde havaya ateş açılması âdetinin yanıltıcılığını da unutmamak gerekiyor.

Ancak, Amerika ve müttefiklerinin, Afganistan'ı ve Afganları bir tür 'hedef tahtası' olarak kullanmaları için dünyanın hiçbir gerekçesi yeterli olamaz. Düğün ile çatışmayı, eğlenceye katılan insanlar ile el-Kaide militanlarını ayırt edemeyen bir görüş zaafı asla kabul edilemez. Kitlesel ölümlere yol açan, düştüğünde düzinelerle insanın hayatına mâl olup yüzlercesini sakat bırakan bombalar bu denli rahatlıkla kullanılamamalı. Düğün alayları üzerine yağan bombaların yanlış hedefleri dövdüğünü biliyoruz; yüzlerce, binlerce mâsum Afgan'ın canını alan -duyup işitmediğimiz- kimbilir kaç keyfî bomba kullanıldı son aylar içerisinde?

Amerika, Kabil'e kendi istediği kişiyi 'devlet başkanı' sıfatıyla yerleştirdi; müttefikleriyle birlikte Afganistan'daki askeri varlığını da pekiştirdi. Ancak, bombalar, yerli halkla Amerika arasındaki ilişkileri hızla 'husumet' zeminine çekiyor. Askeri birliklerin komutanlığını Türkiye üstlenmemiş olsaydı bile Afganistan'da sürdürülen yanlışlıklar bizi ilgilendirirdi; komutanın Türkiye'de olduğu askeri harekâtlarda mâsum insanlar üzerine inen her bomba, sadece ABD'nin imajını zedelemiyor, bizden de bir şeyler götürüyor...

Uruzgan'da bir düğün alayı üzerine bomba yağdırılması eylemiyle ilgili bir soruşturma herhalde açılacaktır. Türkiye, komuta yetkisini, mâsumlara zarar verenleri cezalandırmak amacıyla da kullanmalı.


3 Temmuz 2002
Çarşamba
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED