Araştırmacı-yazar Yıldız Ramazanoğlu'nun "Derin Siyah" isimli öykü kitabı Söylem Yayınları'ndan çıktı. Ramazanoğlu'nun öyküleri, daralmadan, heyecan patlamaları yaşamadan asude bir akıcılıkta okunabilecek yalın bir üsluba sahip. Yalın ve akıcı üslubu ile bireyin modern kent yaşamı içindeki sorgulamalarına ince eleştiriler, gözlemler ve analizler getiren Derin Siyah, biraz da 'iç'ten konuşmaların yansımalarını taşıyor.

Yalın ve akıcı; asude bir üslupla

"Üzerimde insanlara ait ne kadar mayi varsa daha da onlara bulanarak. Yeşille beraber metropol, kırmızı görmüş vahşi boğalar misali, arabaları çocukların üzerine sürüyor. Bir kez daha hızla uzaklaşıyoruz derin siyahtan."

Bu cümleler kitaba da adını veren Derin Siyah isimli öykünün son satırları. Ancak metropolde yaşayan ve gittikçe yalnızlaşan bireyin, arabasının camlarını 'silmeye' çalışan çocuğa karşı takındığı tavrı hatta kendi duruşunu analiz etme çabalarını yakalamaya çalışan Ramazanoğlu, yer yer çok başarılı gözlemlerini vurgulu imgelerle aktarıyor: "Gün doğana kadar enine ve boyuna birbirinden ışıltılı üç büyük ana cadde geçtim. Dünyanın en kalabalık şehirlerinden birinin dizginlerini ancak bu saatte tutabilirdim. Vitrinlerde mankenler ifadesiz maskelerini çıkarmışlar, buruk bir selamlamayla göz kırpıyorlardı. Her biri bir yakınımın kostümlerine bürünmüş; kiminin gözünde bir tomurcuk gözyaşı, kiminin dudaklarında patlamaya yakın bir gülüş. Bu saatte beni elimden tutup koşturan, ağırlığımı azaltan bir ruh vardı ana caddede."

Ramazanoğlu, modern insanın kentle hesaplaşmasını, "kalabalıklarda bile yalnızlık" çelişkisini ise devamındaki şu cümlelerle özetliyor: "Bütün gün kim olduğumu unutturan cazgırlık başlamamıştı daha. Şehrin filozof saatiydi. İnsanlarla çarpışma riski olmadan dilediğim hızda fethediyorum her yeri." Bilgi için tel: 0 212 512 62 21