AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

H A Y A T
Padişahların hediyesi: SABUN

  • ÜRÜN DİRİER, İSTANBUL
    Günlük yaşantımızın vazgeçilmez tüketim maddelerinden birisi olan sabununun icadından önce, temizliğin nasıl gerçekleştirildiği birçok kişi tarafından merak konusudur. M.Ö. 600'de Fenikeliler tarafından bulunmadan önce, yerine kil ve külün kullanıldığı sabun, tarihin bazı dönemlerinde önemli bir değiş tokuş aracı ve ilaç olarak kullanılıyordu. Bilimsel anlamda ilk sabun yapımı, 18. yüzyılda Michel Eugene Chevreul'un katkılarıyla gerçekleştirildi. Sabun, Osmanlı Devleti'nde 'sabunhane' denilen ve şahıslara ait olan imalathanelerde geleneksel yöntemlerle üretiliyordu. Osmanlı Devleti'nde en kaliteli ve en çok aranan sabunlar Girit Adası, özellikle de Kandiye'de yapılanlardı. Edirne ve Kudüs'te imal edilen 'misk sabunu' ise Osmanlı sarayına, sultanlara ve devlet ricaline sunulan değerli hediyeler arasındaydı.

    Meyveli sabunlar beğenilirdi

    Elma, armut, üzüm, şeftali, kiraz, muz, kavun, çilek, kayısı, limon şeklinde üretilen ve meyvelere has kokusuyla dikkat çeken meyve sabunları, 19. Yüzyıl'da Edirne'nin en önemli ticaret maddesiydi. Meyve esanslı sabunların, bugünkü limon, şeftali ve elma kokulu sabun ve şampuanlara temel oluşturduğu da söylenebilir. Mis kokulu meyve sabunları, aynı zamanda çok değerli bir süs eşyasıydı. Özellikle padişah kızları ve cariyeleri çeyizlerine, odalarına bu sabunları koyarlardı. Ayrıca padişahların yabancı devlet başkanlarına gönderdiği hediyeler arasına meyve sabunları da konulmasına özen gösterilirdi.



  • 11 Ağustos 2003
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Karikatür | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED