BİLAL ÇETİN ANKARA
Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanarak Meclis'e sevkedilen Yeni Türk Ceza Kanunu'na yönelik tepkiler devam ediyor. Meclis Adalet Komisyonu'nda bekleyen tasarı hakkında Hukukçular Derneği tarafından hazırlanan rapor, trajikomik unsurları ortaya koydu. Tasarıda, en ağır suçlarda bile "cebir / şiddet" şartının aranmadığına dikkat çekilen raporda, "Bu durum ülkeyi Mussolini 'İtalya'sının bile daha gerisine götürür" denildi.

Hukukçular Derneği'nun TCK tasarısı ile ilgili raporunda eleştiriler şöyle sıralandı:

Suç işleme 'niyetine' ceza

"Tasarının 376. maddesi ile cezalandırılmak istenen açıkça failin niyetidir. Halbuki suç işleme düşünce veya tasavvuru, niyet ve kararı suç işleme kastı oluşturmaz. Bunlar failin bir suçun icrasına başlamasından önceki psikolojik safhalardır. Herhangi bir hukuki önemi haiz değildir. Ceza yargılamasına konu olamaz."

Cep telefonunu bozana hapis

"Hapis cezalarının yanında para cezaları da ciddi anlamda ağırlaştırılmıştır. Tasarının 209. maddesine göre bir başkasının 10 milyon değerindeki bir malını tahrip eden bir faile en az bir ay hapis ve 750 milyon lira para cezası vermek gerekecektir. Tasarının 210. maddesine göre ise her nasılsa bir bağ çubuğunu kırmış olan bir faile üç yıldan altı yıla kadar hapis ve iki milyardan üç milyar liraya kadar para cezası verilecektir. Tasarının 215. maddesine göre ise emanet aldığı 30 milyonluk bir cep telefonunu bozan kimse şikayet halinde altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ve 750 milyondan 3 milyar liraya kadar para cezası ile cezalandırılabilecektir."

'Tek kişilik örgüt' olur mu?

"Yeni suç tipleri ortaya çıkartılmıştır. Tasarının 47. maddesi 'Bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişiye örgüt mensubu suçlu denir. Bu suçlu hakkında ayrıca güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilir.' diyor. Zaten müeyyideleri ağır olan suçlara yeni ağırlaştırıcı bir unsur ve tedbir eklenmiştir. Tasarının bu maddesi ile tek kişinin bile, örgütsel bir bağı olmasa da örgüt üyesi olarak cezalandırılmasına imkan vermektedir."

141,142 ve 163 geri geliyor

"Türk Ceza Kanunu'nun 146. maddesi 'cebir' şartını içermektedir. Ancak tasarının 363. maddesi cebir şartını ortadan kaldırmaktadır. Tasarı cebir unsurunu ortadan kaldırmakla, kaldırılmış olan TCK'nın 141, 142 ve 163. maddelerini de geri getirmekte; hatta müeyyidesini de 'ağırlaştırılmış ağır hapis' olarak belirlemektedir. Bu yönüyle tasarı, uygar ülkeler arasında yer alacak olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Ceza Kanunu değil, 28 Şubat sürecinin 'irticai eylemler 146. madde kapsamında değerlendirilmelidir' isteğinin yerine getirilmesini hedeflemiş tasarıdır. Protesto eylemlerinde slogan attıkları iddia edilen lise öğrencileri hakkında yalnızca bu fiiller nedeniyle anayasal düzeni değiştirmeye cebren teşebbüsten dava açıldı. Ancak maddede 'cebir' unsuru şart koşulduğu için anılan öğrencilere ceza verilemedi. Artık bu öğrencilere attıkları sloganlar nedeniyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilsin diye mi madde bu hale getirildi?"

Evlilik dışı bebeğin suçu ne?

"Tasarının 139. maddesi de anlaşılmazdır. Madde 'Öldürmek fiili, evlilik dışında yeni doğmuş bulunan çocuğa karşı anası tarafından işlenmiş ise faile dört yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir' hükmünü getirmektedir. Buna göre yeni doğmuş masum bir yavru cinayete kurban gitmekte, çocuğun evlilik dışı olması hafifletici neden sayılmaktadır. Eğer evlilik dışı ilişkide bir suç veya kusur varsa bu kusur anne ve babaya aitir. Onların hatalarından dolayı masum bir yavrunun katledilmesini hukukun tasvip etmesi mümkün değildir."

Şapkasız çıkmak yasak!

"Tasarının 302. maddesi ile şapka kullanmamak, Latin harflerinden başka harf kullanmak ve bazı kisveleri giymek suç olarak vasıflandırılıp müeyyideye bağlanmaktadır."

Sivil itaatsizlik suç

"Tasarının 421. maddesi 'Kanun ve nizam hükümlerinden birinin yerine getirilmesine karşı koymak için nüfuz veya etkili kuvvet sarfeden bir kimseye bir aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir' hükmünü getirmektedir. Bu madde pasif tutumu yani sivil itaatsizliği suç olarak tanımaktadır. Madde gerekçesi de pasif direniş suçunun ne kadar keyfi bir şekilde tanımlandığını ve keyfi uygulamaya elverişli olduğunu ortaya koymaktadır.

Tasarının 306. maddesi ise 'izinsiz ilan ve benzerlerinin asılmasını' suç haline getirmektedir. Mesela özel otomobiline önemli gördüğü bir söz çıkartma olarak yapıştıran kişiye ceza verilmekedir. Tasarı bu haliyle yasalaştığında sivil itaatsizlik suç haline gelecektir."

ŞAPKASIZ SOKAĞA ÇIKMAK SUÇ SAYILACAK

376. maddesi ile failin "niyeti" suç sayılıyor.

209. maddeye göre, birinin 10 milyon değerindeki bir malını tahrip edene bir ay hapis ve 750 milyon lira para cezası verilebilecek.

210. maddeye göre, bir bağ çubuğunu kırana 6 yıl hapis ve üç milyar lira para cezası verilebilecek.

215. maddeye göre, emanet aldığı 30 milyonluk bir cep telefonunu bozana bir yıl hapis ve 3 milyar lira para cezası verilebilecek.

47. madde ile "tek kişilik örgüt" kurmak suçu getiriliyor.

363. maddeye göre, slogan atan öğrencilere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilebilecek.

139. maddeye göre, evlilik dışı bebeğini öldüren annenin cezası azaltılıyor.

302. maddeye göre, şapka kullanmamak, Latin harflerinden başka harf kullanmak ve bazı kisveleri giymek suç sayılıyor.

421. maddeye göre, Hindistan'ın ulusal kahramanı Gandhi'nin tavrı ile özdeşleşen "sivil itaatsizlik" suç sayılıyor ve bir yıla kadar hapisle cezalandırılıyor.

306. maddee göre, otomobilinin camına kendince önemli bir çıkartma yapıştırana ceza verilebilecek.