T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Oylarda 'din' kokusu

Son haberi herhalde duydunuz: Dini cemaat ve tarikatlar bu seçimde Ak Parti'yi desteklememeyi kararlaştırmışlar... Haberi veren gazete, her dini cemaat ve tarikatı ayrı ayrı ele alıp değerlendirmiş. Kimi ANAP'ı, DYP'yi, kimi ise BBP veya MHP'yi destekleyecekmiş; mensuplarının oyunu CHP'ye kanalize etmeyi düşünen bile varmış... Dini cemaatlardan biri seçime kendi partisiyle giriyormuş; bir diğeri ise, "Ak Parti ile işimiz yok" mesajını verebilmek için, seçime az kala, kendi partisini kurmuş...

Dini cemaatlar ve tarikatların çok satan bir gazetede nesnel bir manşet-habere konu olacağı günleri demek ki görecekmişiz. Dünyanın her tarafında, 'sivil toplum örgütü' kabul edildikleri için, dini kuruluşların siyasi davranışları merak edilir; onlar da hiç çekinmeden eğilimlerini kamuoyuyla paylaşırlar. ABD'de, geçtiğimiz günlerde sevimsiz bir haberin öznesi olan bir papazın başında bulunduğu 'Moral Majority' adlı örgüt Cumhuriyetçi Parti'yi destekler; ülke çapında İsrail-yanlısı gösteriler düzenler... İngiltere'de, resmi Anglikan Kilisesi'nin başpiskoposu yüreği 'solda' bir dinadamıdır; kilise adına, "Irak'ta savaşa hayır" açıklamaları yapmıştır...

Mevlevilik ve Bektaşilik gibi 'resmi himayeye mazhar' olanları bulunsa bile, tarikat örgütlenmesi yasaktır bizde; kendilerinden 'dini cemaat' diye söz edilenler de, bu yakıştırmayı, yasal sebeplerle kabul edemezler. Bu sebeple, "Oyları Ak Parti dışındaki partilere" haberine konu olan dini oluşumlar, bu tavırlarını, isteseler bile, kamuoyuna duyuramazlar.

Bazıları "Uydurma" diye yaklaşsalar da, ilk elden doğrulatma gereği duyulmayacak kadar haberin doğru bilgilere yaslandığı söylenebilir. Türkiye'deki bir çok dini grubun sempatisi, başkalarının sandığının aksine, geleneksel olarak 'kitle partileri' yönündedir. Bir çoğu ise, siyasi eğilimlerden herhangi biriyle özdeşleştirilemeyecek kadar siyaset-dışıdır. O cemaat ve tarikatların mensupları, yüzlerine gülene, ideolojik tavrını değerlendirme dışı bırakarak, yakınlık hissedebilirler. Bu seçimde, Deniz Baykal'ın CHP'si, bir büyük liste hatası yapmasaydı, dindar kitlelerden çok daha fazla oy alabilirdi.

"Dini cemaat ve tarikatlar Ak Parti'ye oy vermeyecek" tespitinin sorunu, bu tür örgütleri bir tür 'milis gücü' gibi görmekten kaynaklanıyor. Oysa, kitlesel dini oluşumlar, özellikleri gereği, 'gevşek' bir örgütlenme biçimidir ve bu sebeple bu tür örgütlerde 'mensubiyet' bir keskin tâlimat alış-verişine dayanmaz. Zaten kendi partisini kurmuş veya bir partiyle geleneksel bağ içinde olanlar dışındaki dini oluşumlarda, tarikatın şeyhi veya cemaatin lideri, "Bu seçimde oylarımız falan partiye" türü dayatmalarda bulunmaz, bulunamaz. Bulunduğu taktirde, çok değişik siyasi eğilimde insanları içinde barındıran cemaatinin iç dayanışmasını zedeleyeceğini bilir.

Bu sebepledir ki, geçmiş dönemlerde, ünlü hocaefendilerin adlarıyla birlikte anılan partiler olmuşsa bile, bir cemaatin veya tarikatın kitlesel olarak o partiye oy verdiklerini iddia etmek mümkün değildir. Bu seçimde de, davranış tarzının bundan farklı olacağı düşünülemez.

Dini oluşumlarda bir tedirginlik seziliyorsa, o, dinin siyasi hayat içerisine sokulmasına duyulan eski bir tedirginliktir. Zaten, haber de, tercihi, '28 Şubat' ile irtibatlıyor. Oysa, AKP, göz önünde cereyan ettiği için herkes tarafından bilindiği gibi, dinin siyasi hayat içine çekilmesine tepki duyan dindarların çekirdeğini oluşturduğu bir parti. Din-devlet ilişkisinde 'lâiklik' kurumunu benimsiyor Ak Parti; merkezdeki partilerin kendilerini soyutladığı muhafazakâr değerler üzerine oturuyor... Haber doğruysa, dini cemaat ve tarikatlar tarafından sahip olmadığı özellikler atfedilerek AKP'nin dışlanmasını, herhalde bir 'değerlendirme hatası' kabul etmek gerekiyor...

Bu seçim, biraz da Ak Parti'nin sağladığı rahatlama yüzünden son dönemlerin 'en az gerilimli' kampanyalarına sahne oluyor. Uzun yıllardan beri ilk kez, seçmenler, partileri 'din dışı' özellikleri sebebiyle değerlendirerek oy kullanacaklar. 28 Şubat bayağı geride kaldı.

3 Kasım'a ilginçlik katan biraz da bu değil mi?


17 Ekim 2002
Perşembe
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED