Lodos, meltem, poyraz yerine şu günlerde memleketin dört bir yerinde hep aynı rüzgâr esiyor: Tayyip rüzgârı.

Bu tespit benim değil.

Sağdan soldan yapılan araştırmaların sonucu ortaya çıkan tablo böyle.

Yine de rüzgârla ilgili söze itiraz edenler çıkacaktır.

Bir kamyon dolusu kavunu, ikindiye varmadan satıp bitiren pazarcının sözünü hatırlatayım:

"Kavun tatlı, ben ne yapayım?" diye bağırıyordu adam.

Bir başka yönden itiraz edenlerse, "Koskoca genel başkana nasıl adıyla hitab edersin?" şeklinde sesini yükseltebilir.

Tayyip Erdoğan desek, kurtarmış olur muyuz, yoksa "Recep"i ve "Genel Başkan" sıfatını da ekleyelim mi? Öyle olunca "sayın"ı da unutmamak gerekir...

Ayrıca "sayın" olsun olmasın, parti adını da zikretme mecburiyeti doğar ki böylece TRT haber bültenine benzetmiş oluruz.

Şüphesiz saygısızlık etme niyetinde değiliz.

AK Parti demek, genel başkan demek, sayın demek, Recep Tayyip Erdoğan demek elbette yanlış değil.

Ancak, AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan rüzgârı dersek, kargalar bile güler.

Burada doğrusu "Tayyip rüzgârı"dır.

Bir de şunu unutmamak gerekir ki halk nezdinde kabul gören liderler, ismiyle anılanlardır.

Farzı misal: Mesut.

Bir başkası: Tansu.

Sonra, İsmail Cem.

Kaç kişi "İpekçi" diye soyadını kullanıyor?

Kendisi bile soyadının "Cem" olduğunu sanıyor olabilir laf aramızda.

- Komşumuz Besim Bey vardı eskiden. Şimdi nerdee?

- Besim Bey, parti kurdu abicim. Şimdi LDP'nin genel başkanı.

Şeklî eleştirileri bir yana bırakıp esasa bakalım.

Herhangi bir parti için, 550-0 ihtimalini ilk defa yazan kişi olarak, hemen belirtelim ki böyle bir tablodan en çok rahatsızlık duyacakların, yine Meclis'e tek başına giren taraf olacağını da yazmıştık.

Çünkü mevcut baraj varken, on partinin her biri yüzde 9 oy alsa, diğerlerinden sadece yüzde bir fazla oy alan, bütün sandalyelerin sahibi olur.

Nitekim yapılan açıklamalar da bu yöndeydi.

O takdirde yapılacak iş, derhal yeni bir seçimdir.

Tabii kanun değişikliğinden sonra.

Sonuç ne şekilde olursa olsun, 3 Kasım'dan sonra yenilenecek Meclis'in ilk işlerinden biri, seçim kanunu ile siyasi partiler kanununu elden geçirmek olmalıdır.

YAŞASIN KAYNANALAR

Şebnem Güler Karacan'ın yazdığı "Gelin-kaynana-damat" ilişkilerini mizahi bir üslupla işleyen "Kaynanamın Hakları" kitabı Selis Kitaplar arasından çıktı.

Kaynana Hakları Evrensel Beyannamesi, Gelinler kaynanalar hakkında neler söyledi, Kaynana gelin ve damatların birbirlerine aldıkları hediyeler, Yaş ve burç gruplarına göre kaynana, gelin ve damatlar, Reklamlar, diziler, filmlerde gelin kaynana ve damat tiplemeleri, Efsaneler, fıkralar, bilmeceler, türküler ve manilerde kaynana gelin damat ilişkileri gibi bölümlerin bulunduğu kitaptan birkaç satır:

- Tüm kaynanalar hür doğarlar, hür yaşarlar, gelinlerine ve damatlarına hür olarak eziyet edip, hür olarak ölürler.

- Kaynanalar daima haklıdır. Haklı olmadığı durumlarda da kaynana yine haklıdır.

Kaynanalar gelin ya da damatları arasında dil, din, ırk ayrımı yapmazlar.

BAYKAL'IN ENDİŞESİ

Baykal, ''Seçimleri erteletmek için 10 gün içinde askerî harekat olabilir'' diye açıklama yaptı.

Hayda!..

CHP lideri kaygı verici bilgiler aldığını belirterek, "Irak'a yönelik askerî bir operasyonla seçimleri erteletmek için zemin yaratılmaya çalışıldığı kuşkusu taşıyorum" dedi.

Tekrar hayda!..

ABD'nin Irak politikası bizim seçimlere mi endeksli?

Yoksa Bali'deki patlama da 3 Kasım'daki seçimi erteletme amacı mı taşıyor?

Muhtemelen, Amerika'daki 'sınaypır' da aynı maksatla seri cinayetlere devam ediyor.

GÜNÜN SÖZÜ

"Ruhunda gökkuşağı yoktur, eğer gözlerinde yaş yoksa." Minkuas Kızılderilileri

KUDRET

Muhtaç olduğumuz kudret, cüzdanımızda mevcut değil.

MEHMET ŞEKER

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu