T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Ne ilginç ülkeymiş şu Endonezya!

Bali'deki terör eyleminin arkasında, Bush, Blair, Avustralya dışişleri bakanı Downer ve Endonezya savunma bakanı Celil'in iddia ettikleri gibi, "Üsame bin Laden ve el-Kaide örgütü" olamaz mı?

Terörün dini-imanı yoktur. Dingili kırılmış bir dünyada yaşıyoruz. Bu sebeple, ölü mü diri mi olduğunu kimselerin bilmediği Üsame bin Laden, dünyanın en güçlü ordusunun savaş açtığı el-Kaide örgütü üyelerine verdiği tâlimatla Bali'deki kanlı eylemi yaptırmış olabilir...

11 Eylül uğursuz eylemleriyle ilgili 'resmi tez' 24 saat içerisinde hemen herkes tarafından kabul görmüş, ufacık kuşku belirtenlerin alay edilmeyi göze almaları gerekmişti. Oysa, "Bildik suçlular işte" denildiği halde, bu defa o sesler koroya dönüşmedi. Buraya yazıyorum: Aradan bir süre geçtikten sonra, belki 'resmi tez' "El-Kaide" olmaya devam edecek, ama bu defa resmi teze inananlar alayı göze almak zorunda kalacaklar.

11 Eylül ile ilgili resmi tez, el-Cezire aracılığıyla konuşan bir 'hayalet figür' üzerine oturan senaryolar sayesinde pekişti. Oysa, bu defa, "El-Kaide'nin Endonezya şubesi" ithamına muhatap Cemaat-i İslamiyye örgütü lideri Ebubekir Beşir televizyon ekranına çıkıp, "Bizim bu eylemle hiçbir ilgimiz yok" diyebildi. Avustralya ABC televizyonunun itibarlı 'Foreign Correspondent' programında, dışişleri bakanı Downer'a, "Amerikalıların iddialarını tekrarlama, benim ve arkadaşlarımın kanlı eylemle ilgili olduğumuzun kanıtlarını sun" diye meydan okudu Beşir...

Anladığım kadarıyla, bir ara iç savaşa sahne olan Endonezya'daki hemen her örgüt şiddete yakın duruyor. Ebubekir Beşir'in Cemaat-i İslamiyye'si de zaman zaman karanlık alana geçmiş... Bali'deki patlamadan sonra hemen onun suçlanmasının sebebi de, uluslararası istihbarat örgütlerinin elinde, Beşir'i suçlayabilecek 'itiraf' türü malzemeler bulunması... Ancak, Beşir, kesin bir dille, "Bali eylemiyle hiçbir ilişkimiz yok" diyor...

Olayın 'istendiği biçimde' kontrollü götürülemeyeceğinin bir başka işareti, eylemle ilgili çok önemli ayrıntıların derhal medyada kendisine yer bulabilmesi... Kullanılan patlayıcının ancak ordu kaynaklı olabileceği daha ilk günden yazıldı. Eğer yönlendirme değilse, Endonezya polisi elini çabuk tuttu ve Bali'de patlayan bombaları yaptığını itiraf eden bir havacı subaya da ulaştı...

Avustralya'da yayınlanan Herald Sun gazetesinde çıkan haberi beraberce okuyalım: "Avustralya'nın en ünlü terör uzmanı Michael O'Connor, Bali'deki kullanılan patlayıcıların Endonezya ordusundan alınmış olabileceği kanaatinde. O'Connor, ordu içerisindeki bir fraksiyonun C-4 patlayıcıyı 'Leşker Cihad' türü terörist gruplara sağlamış olabileceğini söyledi. El-Kaide irtibatını bütünüyle göz ardı etmeyen O'Connor'a göre, C-4, zayıf örgütlü gruplar tarafından kullanılmış olamaz."

Endonezya istihbarat servisinin başı Hedroprriyano'nun, Bali'deki patlamada C-4 kullanıldığının kesinleştiği açıklaması yaptığını da aynı haberden öğreniyoruz.

C-4, hatırlayanınız olmuştur, bizde de bazı siyasi suikastlarda kullanıldığı bilinen 'özel' bir patlayıcı.

O'Connor'un açıklamasından kısa süre sonra ilginç bir gelişme oldu ve Leşker Cihad'ın hukuk danışmanı Ahmed Mişdan, "Bundan böyle örgüt mörgüt yok, Leşker'i dağıtıyoruz" açıklamasını yaptı. Mişdan, "Bu kararımız Bali'deki eylemle ilgili değil, hem ordudan bize bir baskı da gelmedi" da dedi.

Kendi coğrafyamızı böyle uğursuz eylemlerden sonra öğreniyoruz, ne yazık! Faaliyetlerine son verdikleri haberini okuduğumuz kaynak, 'Leşker Cihad' örgütü hakkında şu bilgiyi sunuyor: "2000 yılında kuruldu. Tam da, üst düzey bir reformcu generalin, devrik diktatör Suharto'ya sâdık bazı kuvvet komutanlarını, demokratik reformların önünü kesmek ve ordunun sivil kontrola geçmesini engellemek için çaba gösterdiklerini itham ettiği bir ortamda. Suçlanan generaller ilişkiyi reddettiler, ama grubun faaliyetlerini durdurma yolundaki cumhurbaşkanlığı tâlimatını da dinlemediler."

Allah, Allah, ne kadar ilginç bir ülkeymiş şu Endonezya...

Kana bulanmış ortamda, kirli bilgiler arasından temizlerini ayıklamaya çalışırken, ara sıra neşelenmemi sağlayan ayrıntılarla da karşılaşıyorum. Dünya medyasını tâkip edip İsrail ve Yahudilik karşıtı yayınları değerlendiren bir kuruluş 'Honest Reporting'. Abonelerine gönderdiği son değerlendirme raporunda Bali olaylarına medyanın yaklaşımını mercek altına almış... En beğenmediği yazı, İngiliz Guardian'ın başyazısı...

Okuyalım: "Guardian, Bali'deki eylemi konu ettiği yazıda ("Terörün gölgesi altında", 14 Ekim), 'Bu, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur; kurbanları arasında Müslümanlar, Hindular, Hıristiyanlar da var...' diyor. Peki de, Guardian, ölenler arasında Musevilerin de olabileceğini neden anmıyor?"

Bu bana, 12 Eylül 2001 günlü Jerusalem Post gazetesinde çıkan "Terör eylemine muhatap Dünya Ticaret Merkezi ve yakınında çalışan dörtbin kadar İsrailli'nin âkıbeti bilinmiyor" haberini tâkiben dolanıma giren, "Mossad uyarmış olmalı ki, eylemlerde sadece iki İsrailli hayatını kaybetti" değerlendirmesine duyulan aşırı bir hassasiyet gibi geldi... Oysa, böylesine uğursuz olayların ardından fazla alıngan olmaya gerek yok...

Bali'yi izlemeye devam...


17 Ekim 2002
Perşembe
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED