AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Türkiye izliyor

Acun Firarda diye bir "şey" var televizyonda akşamları yayınlanan. Konuşurken cümlede tanımlanamayan nesneler için kullanılan "şey"lerden biri gibi bir program bu.

Hiçbir türe sığışamayan, sınıflamalara girmeyen "bir neşe bir neşe" görüntüleri, sulu sepken esprileri ve laubaliliğe varan senli benli havasıyla, benzerlerinden ayrılan bu programın sunucusu Acun da, haber yapan ya da program sunan "sıradan" meslektaşlarını cüretkar magazinciliği ile gölgede bırakacak cinsten bir şey.

Tanımsız yani.

Acun Ilıcalı o şehir senin, bu ülke benim diyar diyar geziyor, ama işte bu geziş öyle alışılageldiği gibi "bölgeyi tanıyalım" cinsinden ya da "necip milletimiz kültürel farklılıkları bilsin, öğrensin" gayretiyle değil de, şen şakrak bir anlamsızlık, fıkır fıkır fikirsizlikle yapıldığı için, boş gezenin boş kalfası sularında yüzüp duruyor.

"Boşan Zincirlerinden" havasındaki Acun'un programın adıyla özdeş bir firari terörü estirerek, gittiği her yerde kameraya yakalanan bütün cins-i latiflerle, o piti piti karamela sepeti tadında oyunlar oynamaya heves edebilen cesareti, iletişim kurma konusundaki bütün engellere yetiyor.

Muhatabı güldürecek kadar kötü bir İngilizce'ye, normalite sınırlarında seyreden bir insanın telaffuz etme konusunda tereddüt edebileceği cümlelerden müteşekkil "nasılsa anlamazlar" Türkçe'sinin eşlik ettiği yerlerde sürünen diyaloglardan oluşan program, yakaladığı herkesle anlamsız konuşmalara dalıyor.

Acun giderek komikleşiyor, memleketim insanına tanıtmak için canını dişine takıp yakaladığı "güzeller" dahil, herkes gülüyor.

Üst model

Yabancılara başka türlüsünü anlayamıyorlarmışcasına yüksek perdeden, mümkünse bağıra çağıra, cümledeki kelimelerin yerini değiştirmekle anlaşılacağını sanarak, derdini anlatmaya çalışan insanlar vardır. Olmadı, yarım yamalak İngilizce'nin arasına Türkçe serpiştirilerek devam edilir mevzuya, o da yetmezse... "Bu da bir şey anlamıyor canım"larla karşı taraf suçlanır ve çıkılır işin içinden.

İşte uzun bir süredir firarda olan Acun da bunun farklı bir üst modeli gibi duruyor.

Gayet berbat bir İngilizce'yle kurduğu cümlelere karşılık, kimi zaman gülünüp geçilen, kimi zaman da dalga geçilen Acun, dönüyor kameraya başlıyor "girl"ler hakkında pespaye bir anlatımla izleyenleri aydınlatmaya.

Girl'ün gülümselemeleri eşliğinde dönüyor kameraya, işinin yapmış olmanın rahatlığıyla anlatıyor herkese. Magazinin bir altı modeldeki programıyla Acun Ilıcalı, "yabancı kültürler"i tanıtıyor bizlere.

Ve daha da önemlisi nihayet Dünya Kupası'nda üçüncülüğü alabilen, 28 yıl aradan sonra Eurovision Şarkı Yarışması'nı kazanabilen, başta atletizm, halter ve güreş olmak üzere hemen bütün spor dallarındaki başarılarla dünyaya adını duyurabilen Türkiye, Acun Ilıcalı'yı izliyor.

Acun Ilıcalı mütemadiyen komiklik yapıyor ve gülüyor, herkes izliyor ve gülüyor.


17 Temmuz 2003
Perşembe
 
ÖZLEM ALBAYRAK


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED