AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Çevik Bir lobisi yine işbaşında

İki kesim gizli gizli çekişir ülkemizde. Bunlardan biri Avrupa Birliği'ne tam üyeliği savunur. Bunun için çaba da sarfeder.

İkincisi ise rengini pek belli etmemeye çalışır. Sessiz ve derinden gider.

Avrupa Birliği'ne karşıdırlar.

Şimdi diyeceksiniz ki, "Türkiye'de Avrupa Birliği'ne karşı o kadar çok insan var ki..."

Ama bu dediğim kesim de batıcı. Onların batısı biraz daha uzak: Amerika.

Gerçi moralleri son günlerde bozuldu. Irak'taki askerlerimizin ABD tarafından gözaltına alınması en fazla onları üzdü.

Aklınıza gelen nedenlerle değil üzüntüleri.

Onların derdi, ABD-Türkiye ilişkilerinin limoni bir hal alması.

Türkiye'de ABD düşmanlığının oluşması.

Tabii bu durumda ne olur?.

Türkiye iyice Avrupa'ya yaklaşır. Sonuçta AB lobisi puan toplar.

Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasına karşı çıkan lobinin tezi şu:

-Tam üyelik hayal. Türkiye kendine yeni bir yol çizmelidir. Bu da dünyanın artık tek lideri olan ABD ile birlikte hareket etmektir.

Türkiye ABD ile sıkı bir işbirliği içine girerek, bölgedeki güvenliğini ve etkinliğini artırmalıdır. Üstelik ABD Irak'a kadar gelip bize komşu olmuşken...

Bu lobinin başını bazı siyasetçiler ile Dışışleri mensuplarının çektiği söyleniyor. En önde gelenleri ise emekli generaller.

Bunların başında da emekli orgeneral Çevik Bir geliyor.

Çevik Bir, Amerikan lobisine yakınlığı ile ünlü. Her yıl bu ülkeden birkaç davet alır ve gider. Kendisini İsrailliler de çok tutuyor.

Haziran ayı sonunda ünlü Fransız gazetesi Le Monde'da bir yorum yayınlandı.

Radikal Gazetesi bu yorumun özetini 2 Temmuz tarihli sayısında verdi:

Orada özetle deniyor ki:

"Avrupa karşıtı Avrasya akımı artık sesini duyurabiliyor. MGK Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç ayrıca eski Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir, bunun başlıca temsilcileri. Biri İran veya Rusya ile bağların derinleştirilmesine taraftar olduğunu söylüyor, diğeri bölgesel güvenlik ittifakı "Şanghay Grubu"nun iyi yanlarını sıralıyor. Her ikisi de Meclis'e sunulan AB'ye uyum yasalarına karşı çıktı."

Bu işleri bilen eski bir diplomata sordum. Orgeneral Kılınç ile Çevik Bir'in aynı kefede tutulmaması gerektiğini söyledi. Onun yaptığı yoruma göre, Çevik Bir'in tek amacı Türkiye'nin ABD'ye daha fazla yaklaşması. Hatta bölgede birlikte hareket etmesi.

Çevik Bir paşa biliyorsunuz ilginç bir kişilik.

28 Şubat sürecinden sonra birçok gazeteciyi yönetmenlerine, patronlarına şikayet etmişti. Hatta bazılarını "Ordu aleyhtarı, PKK propagandası yapıyor" gibi gerekçelerle işten bile attırmıştı.

Emekli olduktan sonra özel sektörün hizmetine girdi. Şimdi patronu adına yönettiği derginin reklam gelirlerini artırmak için çaba sarfediyor. Savunma Sanayi Fuarı'na müşteri buluyor.

Duyduğuma göre, bayan patronuna "Emret, başüstüne" demek, zaman zaman da zoruna gidiyormuş.

Ne yapsın... Katlanacak.

İnsana ayda 10 bin doları boşuna vermezler.

Bağdat Paktı gibi

AB'ye girmek yerine bölgede yeni bir güçbirliği oluşturulması görüşü Bağdat Paktı'nı çağrıştırıyor.

Bağdat Paktı, 1955 yılında Türkiye, İngiltere, Irak, İran ve Pakistan'ın katılımı ile kuruldu. Asıl amaç, Sovyetler Birliği'ne karşı bir ittifak oluşturmaktı. Ancak Arap ülkeleri, İngiltere'nin Ortadoğu'daki emperyalist emellerine hizmet ediyor gerekçesiyle pakta büyük tepki gösterdiler.

Pakt daha sonra Cento'ya dönüştü.

Erkeklere müjde: Kadın nüfusu artıyor

Sonunda olan oldu.
Erkek milletin şanına gölge düştü!
Erkek milletin, erkek nüfusu fazla olur görüşü tarihe karıştı.
Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, bu gerçeği resmen belirledi.
İkinci Dünya Savaşı yıllları hariç kadın nüfusu erkek nüfusunu ilk kez geçti.
Son verilere göre, nüfusumuz 70 milyon 534 bin kişiye ulaştı.
Bu nüfusun 35 milyon 362 bin kişisi kadınlardan oluşuyor.
Erkeklerin sayısı ise 35 milyon 171 bin kişi.
Bu durumda kadın sayısı erkeklerden tam 191 bin daha fazla.
Bunda, kadınların erkeklerden daha çok yaşamasının payı var.
Örneğin:
85 yaşın üzerinde 273 bin erkeğe karşılık, 622 bin kadın var.
Şöyle özetleyeyim. 50 yaşın üzerindeki tüm dilimlerde kadın nüfusu erkek nüfusundan fazla.
Yaş grubu aşağılara düştükçe erkekler çoğunluğu elegeçiriyor.
20-24 yaş grubunu ele alırsak.
Bu grupta, 3 milyon 550 bin erkeğe karşılık, 3 milyon 450 bin kadın var.
Şimdi erkek okurlarım, "Bunun müjde neresinde? Meğer yaşlı kadınların sayısı artıyormuş!" diyecekler.
Beğenemediniz mi!

Kötü yönetim S. Arabistan'ı sefalete sürükledi

Ekmek elden, paralar petrolden.
Yıllarca böyle yaşadı Suudi Arabistanlı.
Zenginlik denince hep onlar akla geldi.
Altın kaplamalı tuvaletler.
Halılarla kaplı yollar. Lüks arabalar. Özel uçaklar, yatlar.
Hep Suudlu zenginler içindi.
Günlük 8.2 milyon varil petrol üretimi ile dünyanın bu alandaki lideri.
Sadece petrolden yılda 50 milyar dolara yakın döviz sağlıyor.
Ama bu ülke giderek fakirleşiyor.
Nedeni çağa karşı direnen bir yönetim.
Har vurup harman savurma... Servetlerin yurtdışına kaçırılması...
90 bin zenginin yurdışında 800 milyar dolarlık serveti olduğu söyleniyor.
Sanıldığı gibi ülkede herkes zengin değil. Gelirin tamamına yakın bölümü 9 bin aileden oluşan kraliyet mensupları arasında paylaşılıyor.
Halk giderek fakirleşiyor.
Milli gelir 20 yıl önce ABD seviyesindeydi. Yani kişi başı 20 bin doların üzerindeydi.
Şimdilerde 7 bin dolara kadar düşmüş durumda.
İşsizlik giderek artıyor. Üniversite mezunu gençlerin üçte ikisi boşta.
Görkemli villaların yerini apartmanlar alıyor. Apartmana düşmek bir Suudlu için sefalete düşmekle eş anlamlı.
Petrol parasıyla yapılan hovardalık, artık bitiyor.
21. Yüzyıl kendisine ayak uyduramayanlara acımasız davranıyor.

TARİH HATTI

İlk banka 1157 yılında Venedik'te kuruldu

Batanı çıkanı, el konulanı derken bankalar gündemimizden hiç düşmüyor.

Tarihe bakarsak, ilk bankanın 1157 yılında Venedik'te kurulduğunu görüyoruz. Ancak modern anlamda ilk bankanın kuruluşu 1609 yılına rastlıyor. Bu tarihte Hollanda'da kurulan Amsterdam Bankası önceleri sadece kambiyo işlemleri yapıyordu.

Osmanlı'da kurulan ilk banka ise Banque de Constantinopole oldu. (İstanbul Bankası). 1847 yılında kurulan bu banka 1852 yılına kadar faaliyette bulundu ve yabancı para alım satımı yaptı.

1856'da kurulan Osmanlı Bankası ile birlikte, 13 yabancı banka ya da şubesi cumhuriyet dönemine intikal etti.


17 Temmuz 2003
Perşembe
 
ŞEMSİ YÜCEL


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED